- Katılım
- 8 Eki 2016
- Mesajlar
- 939
- Çözümler
- 4
- Tepki puanı
- 276
- Puanları
- 63
- Yaş
- 42
- Konum
- İzmir
- Web Sitesi
- sapforo.com
- Kullandığınız SAP Modülleri
-
- SAP MM
- SAP PP
- SAP FI
- SAP QM
- Katılım Bölgesi
-
- İzmir
Bu yazımda Catch Weight Management(CWM) nedir? Hangi derdimize devadır? Ne zaman kullanmalıyız? gibi soruları cevaplamaya çalışacağım.
Keyifle okumanızı dilerim.
Temelden girelim…
CWM, Türkçe çevrimiyle Serbest Kilo Yönetimi, temel olarak iki farklı ölçü birimi arasındaki çevrimin, her bir birim için değişiklik göstermesi ve bu karmaşayı yönetmek için geliştirilmiş bir modüldür.
Günümüzde kullanılan tüm ERP sistemlerinde, ürün için iki farklı ölçü birimi kullanıyorsanız, bunlar arasında sistematik bir çevrim girersiniz ve bu çevrim hiçbir koşulda değişmez. Dolayısıyla ihtiyacınız olduğunda, bu çevrimleri kullanarak ölçü birimleri arasında geçiş yapar; görmek istediğiniz veriyi sadeleştirirsiniz.
Serbest kilo yönetimine mevzu bahis ürünler için ölçü birimlerinden en az biri değişkendir. Birinin ölçümü için gözle görüldüğü kadarı yeterlidir, ölçüme güvenilir. Diğeri birim ise, bir ölçüm aracı kullanılarak ölçülen, kütlesel(ağırlık, hacim, uzunluk… gibi) bir birimidir.
Kimler, nasıl, ne için kullanır?
En bilinen kullanım alanı gıda(özellikle et, meyve sebze) sektörüdür.
Örnek vermek gerekirse, restorana gittiğiniz ve balık siparişi verdiniz. Siparişi “1 adet levrek” olarak verirsiniz; size ortalama ne gramajda geleceği söylenir, örneğin 400 gram. Kabul edersiniz ve siparişiniz mutfağa iletilir. Mutfakta sizin siparişiniz için gramajı birbirinden farklı onlarca levrek arasından bir adet levrek seçilir ve pişirilir. Gerçek ağırlığı 420 gram gelen bu levrek için siz 1 adet levrek parası ödersiniz. Gramajı sizin için ücretlendirmede önemli değildir, ürünü bahsi edilen ağırlığa yakın olarak görürseniz tatmin olmuşsunuzdur. Ancak restoran bu levreği ağırlığına göre ödeyerek almıştır ve ortalama ağırlık üzerinden size fatura eder. Bu senaryoda restoran, serbest kilo problemini çözmek için “Average – Ortalama” yöntemini kullanmıştır. Aynı restoranda yediğiniz mezeler de buna örnek verilebilir, kimse bunların gramajını sorgulamaz, önemli olan dolu gelen tabaktır.
Bir diğer örnek, bu sefer kırmızı et için olsun. Kasaba gittiniz ve 10 adet köfte istediniz. Kasap 10 köfteyi tabağa alır ve tartar. Bir barkot çıkartır ve üzerine yapıştırır. Üzerinde gördüğünüz barkotta 10 köftenin ağırlığı ve bu ağırlığa karşı gelen ücreti yazar. Siparişi adet olarak verseniz dahi, bu köftelerin kesin ağırlığı da sizin için önemlidir ve ödemeyi bu bazda yapmak istersiniz. Bu senaryoda ise kasap “Exact Value – Kesin Değer” yöntemini kullanmıştır. Bu diğer yönteme göre daha adil görünse de; kullanılan ekipman, teçhizat işin yapılışını yavaşlatır ve operasyonel maliyetleri yükseltir.
Bu yöntemlerdeki ortak amaç, eldeki ürün için değişen ölçü birimlerine ait stokları görmek ve her şeyden önemlisi işletmeyi zarara uğratmadan operasyonu yürütmektir. Bu noktada, problemi çözmeye yönelik yöntem seçilirken, müşteri tatmini gözetilir. Müşterinin ürünü alırken çekinceye düşmemesi, aklında soru kalmaması önemlidir.
EWM bu işin neresinde?
SAP EWM içinde ürün bazında aktive ettiğiniz bu sistem, ürünün mal kabulünün veya mal çıkışının hangi aşamasında ürünün ölçüleceğine karar veriyor ve buna göre sizi yönlendiriyor.
Modeli kurduğunuz zaman,
- Depo içinde hangi üründen ne kadar var?
- Bu ürünler için ölçüm sonuçları nedir?
- Gördüğüm değer kesin sonuç mudur, ortalama değer midir?
Bunların dışında, ölçüm sonuçlarına tolerans limiti getirip, toleransın altında veya üstünde kalan değerdeki ürünler için iade prosedürünü tetikleyebilirsiniz.
Aklınızda bulunsun…