- Katılım
- 8 Eki 2016
- Mesajlar
- 939
- Çözümler
- 4
- Tepki puanı
- 276
- Puanları
- 63
- Yaş
- 42
- Konum
- İzmir
- Web Sitesi
- sapforo.com
- Kullandığınız SAP Modülleri
-
- SAP MM
- SAP PP
- SAP FI
- SAP QM
- Katılım Bölgesi
-
- İzmir
İnternetle birlikte kontrol edilemeyen ve hızla artan bir bilgi ağı oluşmaya başladı. Bu durum çok hızlı ilerleyip arttığı için filtrelenemeyen, kontrol edilemeyen “bilgi yığınını” oluşturdu. Kısa bir süre öncesine kadar internet ve bilgi sistemleri üzerinde ki bilgilerin işe yarar ve kaliteli olabilmesi için yapısal olması gerekirdi ve bu bilgiler ilişkisel veritabanlarında tutulurdu. Tüm bu bilgilerin dışında kalan bilgiler değersiz ve işe yaramayan “bilgi yığını” olarak görülürdü.
Bilgi çağındayız ve özellikle şirketler için verilerin alınması, verilerin yorumlaması, verilerin işlenmesi çok önemli bir role sahip. Bu yüzden yapısal olmayan veriler önemsizken bir anda sahip olunamayan her veri bir kayıp olarak görülmeye başlandı. Çok fazla veriye sahip olmak tabiki de bir avantaj olabilir ancak bu veriler işlenemezse, amaca yönelik filtrelenemezse, uygun formlara getirilemezse bu verileri depolamak için gereken maliyet bir dezavantaja dönüşebilir. Bu koşullarda şirketler pazarda büyük bir rekabet gücü kazanabilir veya rekabet gücünü kaybedebilir hale geldi. Bu yüzden olabildiğince her veriye (müşterileriyle, rakipleriyle ve pazarla ilgili) sahip olmak istediler. Stratejik olarak gelecekteki ihtiyaçları öngörebilen firmalar Big Data ile ilgili büyük adımlar atmaya ve yatırımlar yapmaya başladı. Bu çalışmalar sonucunda her şirket kendisi için daha hızlı, detaylı stratejiler belirleyebildi, gerçek-zamanlı karar verme imkanlarını artırdı. Sahip olunan tüm verilerin en iyi şekilde nasıl analiz edildiği ve somut kararlara, kampanyalara, yeni stratejilere çevrilmesiyle ilgilenirken aynı zamanda daha fazla veriyi edinmeye çalışırken ikisini aynı anda yapıldığında şirketler için büyük dönüşümlerden, kurum kültürlerinin değişimine kadar tetiklenebildi.
Bilgiyi yönetmek, filtrelemek, istenilen forma sokmak veya analiz etmek düşünüldüğü kadar kolay olmuyor bir çok işletme için. Teknik olarak bu bilgilerin depolanması ve raporlanması için bile büyük bütçeler ayrılması gerekiyor ve özellikle bilgi çağının karşımıza getirdiği durumlardan birisi de hızla değişen pazar ihtiyacı. İşletmeler hızlı değişimlere ne kadar hızlı cevap verebilirse, anlık değişimleri gerçek zamanlı analiz edip başarıyı yakalayabiliyorlar. Aslında bu işin temelinde de gerçek zamanlı raporlamanın önemi de çok fazla. SAP’nin de böyle bir ihtiyacı farketmesi ve çözüm sunması da çok gecikmedi, bildiğiniz gibi SAP HANA (SAP High-Performance Analytic Appliance) kullanıcılarına bellek-içi (in-memory) çözümler sunan bir teknolojidir. Bellek içi teknolojisi, veri işlemede, gerçek zamanlı analiz etmede, gerçek zamanlı uygulamalarda ve gerçek zamanlı platformlarda başta raporlamada zamanlama açısından verimliliği artırmış olmakla birlikte tüm dünya için depolama teknolojisini değiştirebilecek kadar önemli bir gelişim oldu.
SAP bulut tarafında ise SAP Leonardo ile de bu alanda oldukça ciddi adımlar attı. Machine Learning(ML) ve Deep Learning(DL), Internet of Things(IoT) ve Blockchain gibi başlıklarda büyük verinin oluşturulması, analiz edilmesi ve tahmin edilebilir yeni davranışlar sergilenmesi için uygulamalarına yeni bir yön verdi.
SAP HANA teknolojisini kullanmaya başlayan işletmeler gelişimleri ve büyümeleri için çok büyük bir adım atmış durumda. Dünyanın lider firmalarından birçoğu (P&G, Lenovo, HP, eBay, Intel… vs) SAP HANA kullanmaya başlamıştır ve her birisinin SAP HANA ile bir başarı hikayeside mevcuttur.